Yeni Zelanda’nın Christchurch kentindeki Nur Camisi’ne yapılan terör saldırısında hayatını kaybeden Hacı Davud Nabi’nin oğlu Yama Nabi, babasının ölümünün üzerinden geçen üç yılda acısının dinmediğini belirterek “Onu çok özledim. O bir kahramandı.” dedi.
Uluslararası Bilgi ve Algı Derneğinin (Bilal) saldırının yıl dönümünde düzenlediği Hello Brother Dünya Barış Sempozyumu için annesi Shaima Nabi ile Türkiye’de bulunan Nabi, AA muhabirine yaşadıklarını anlattı.
Saldırgan Brenton Tarrant’ın, 15 Mart 2019’da Nur Camisi’ne düzenlediği saldırıda babası Hacı Davud Nabi’yi kaybeden Yama Nabi, saldırının aracında kızıyla bir yere gittiği sırada yaşandığını, silah seslerini duyduktan sonra arabası park edip kızına araçta kalmasını söylediğini belirtti.
O sırada silah seslerinin nereden geldiğini anlamaya çalıştığı kaydeden Nabi, saldırının camiye yapıldığı haberini alınca babasına ulaşmaya çalıştığını ancak babasının telefonuna ulaşamadığı kaydetti.
Camiye gidip babasını sorduğunda cami cemaatinin başta kendisini rahatlamak için babasının saldırıya uğramadığını ve olay yerinden uzaklaştığını söylediğini ancak daha sonra babasının cesedine ulaştıklarını anlatan Nabi, “Babam oğlu için, Müslüman topluluk için bir yardımcıydı, bir liderdi, bir kahramandı. Dünyada hep doğru ve yanlış yolun ne olduğunu anlatırdı.” dedi.
“Onu çok özledim”
Olayın üzerinden 3 yıl geçtiğini anımsatan Nabi, “Onu çok özledim. Babam bir kahramandı.” diye konuştu.
Nabi, babasının kaybetmenin kardeşleri, annesi ve kendisi için çok zor olduğunu vurgulayarak, Hacı Davud Nabi’nin son sözlerinde bile İslam’ı ve barışı temsil ettiğini belirtti.
“‘Hello brother’ onun son sözleriydi”
Hacı Davud Nabi’nin son sözlerinin, terörist Tarrant’a söylediği “Hello brother/Merhaba kardeş” olduğunu anımsatan Nabi, “‘Hello Brother’, onun son sözleri oldu. O İslam’ı temsil etti, barışı temsil etti. 51 kişi o karanlık günde şehit oldu. Tüm aile için acı bir gün. Herkes sevdiğini kaybetti.” diye konuştu.
Nabi son olarak Türkiye’ye gelmesinde Uluslararası Bilgi ve Algı Derneğinin kendisine yardımcı olduğunu belirterek dernek yetkililerine teşekkür etti.
“Müslümanlar birlik olmamaları halinde zayıftır”
Eski İngiltere Başbakanı Tony Blair’ın İslamı seçen baldızı, aktivist ve gazeteci Lauren Booth da Hacı Davud Nabi’nin kaybından dolayı Nabi ailesinin yaşadığı şok ve krizlerin açtığı yaralarının hala iyileşmediğini düşündüğünü söyledi.
Saldırının üçüncü yıl dönümünde, hayatını kaybeden 51 kişinin ailelerinin acıların hala dinmediğini ve bugün hala bunun hatırlanması gerektiğini kaydeden Lauren, “Bu yüzden öncelikle aile üyelerini kaybedenlere saygı göstermeliyiz.” dedi.
Lauren, ABD ve Avrupa’da artan İslamofobiye de değinerek “Avrupa ve ABD’de büyüyen İslamofobinin ardından çağrılar yapılıyor. Ukrayna ve Rusya arasındaki sorunlarla çatırdayan Sırpların Boşnak düşmanlığı şunu gösteriyor ki Müslümanlar birlik olmamaları halinde zayıftır.” ifadelerini kullandı.
“Birlik olmalıyız”
Peygamber Efendimizin Müslümanların birlik olmasını tavsiye ettiğine işaret eden Lauren “(Batı’da artan İslamofobiye karşı) Merhametli olabiliriz, sabırlı olabiliriz ancak bir noktada birleşmeliyiz.” dedi.
Dünyada Müslümanların birlik olmasına yönelik hareketlere ilişkin ise Lauren “Pakistan ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından (İslamofobiye karşı) atılan bazı ilgi çekici adımlar olduğunu düşünüyorum. Yeterli mi? İnşallah zaman bize neye ihtiyacımız olduğunu gösterecek.” diye konuştu.
İslamofobiye karşı sağlanacak başarıda en büyük rolün Paris, Londra ve New York gibi kentlerde yaşayan ve İslamı tanıyan gençlerin olduğunu kaydeden Lauren, “Çünkü zayıf, üzgün ve bunalmış bir insan, hayata olan ilgisini kaybeden, daha açıkçası gezegendeki hiçbir topluluğa hizmet etmeyendir.” ifadelerini kullandı.
Lauren, Müslümanların kendi inancını en iyi şekilde öğrenmeleri ve dünyanın da bunu fark etmesi durumunda herhangi bir korkuya yer kalmayacağını ve dünyanın daha barışçıl bir yer olacağını vurguladı.
Terörist ömür boyu hapse mahkum edildi
Yeni Zelanda’nın Christchurch kentindeki Nur ve Linwood camilerine 15 Mart 2019’da cuma namazı esnasında Avustralyalı terörist Brenton Tarrant tarafından düzenlenen terör saldırısında, Türk vatandaşı Zekeriya Tuyan ile 51 kişi hayatını kaybetmiş, Temel Ataçocuğu ve Mustafa Boztaş’ın da aralarında bulunduğu 49 kişi de yaralanmıştı.
Saldırıdan hemen sonra polislerce yakalanan terörist Tarrant, 27 Ağustos 2020’da çıktığı Christchurch Yüksek Mahkemesi’nde, 51 cinayet, 40 ayrı cinayete teşebbüs ve bir terörizm suçundan hüküm giyerek, şartlı tahliye olmaksızın müebbet hapis cezasına çarptırılmıştı.
Tarrant, hakkındaki suçlamaların tamamını kabul etmişti.