Global Enerji Derneği Başkanı Murat Dilek, AA muhabirine, küresel olarak dağıtık güneş enerjisi kapasitesinin 2012-2018 döneminde toplam yeni kapasitenin üçte birini oluşturduğunu aktardı.
Yenilenebilir enerjinin kirletici sera gazlarının azaltılması, çevre dostu, sürdürülebilir olması ve kuraklıkla mücadelede tercih edilmesi gibi avantajlarının olduğunu ifade eden Dilek, güneş, rüzgar ve hidroelektrik enerjisinin Türkiye’nin coğrafi konumundan dolayı elektrik üretiminde verimliliği yüksek enerji türleri olduğunu kaydetti.
Dilek, Türkiye’de temiz enerji kapasitesinin artmasının beklenen bir gelişme olduğunu ancak bu alandaki teknolojik gelişmelerin enerji sektöründe oyun değiştirici olabileceğini söyledi.
Temiz enerji projelerinin hızlandırılması için bürokrasinin azaltılması ve kurumlar arasındaki koordinasyonun arttırılmasına daha fazla ihtiyaç olduğuna dikkati çeken Dilek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Yapılan son kanuni düzenlemelerle, elektrik depolama teknolojileri de sektörde yer almaya başlayacak. İklim değişikliğiyle mücadelede yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelim son yıllarda daha da önemli hale geldi. Kuraklıkla mücadeleden, temiz hava erişimine tüm alanlarda olumlu etkisi artan yenilenebilir enerji kaynak kullanımında büyük kapasiteli projelerinin yanında, dağıtık kurulumların artacağı bir dönem geliyor. Ayrıca bu tesislerde, enerji depolama sistemi entegrasyonuyla elektrik fiyatı düşük olduğunda elektrik satın alınabilir, depolanabilir hale gelecek. Yenilenebilir ve sürdürülebilir enerjiye geçişte, en kritik noktalardan biri enerji depolama olacak. Elektrik depolama tesislerinin piyasa kuralları çerçevesinde piyasa faaliyetinde yer alması sağlanacak.”
Dilek, özellikle güneş ve rüzgar gibi enerji kaynaklarının sürekli elektrik üretememesi sebebiyle depolanmasının gerekli olduğunu ve depolanmasıyla birlikte elektrik sisteminde dengeleme açısından sistemin tamamlanmış olacağını söyledi.
Kuraklıkla mücadelede yenilenebilir enerjinin rolü
Dilek, kuraklığın doğal bir iklim olayı ve iklimsel düzensizliğin bir sonucu olduğunu aktararak, Türkiye’nin yenilenebilir enerji ile elektrik üretimi sayesinde kuraklıkla mücadeleye çoktan başladığını ifade etti.
Kuraklıkla mücadelede yenilenebilir enerji yatırımlarının önemine değinen Dilek, şu değerlendirmelerde bulundu:
“2009-2020 yılları arası kayda değer bir temiz enerji yatırımını gerçekleştirdi. Geçen yıl toplam elektrik üretiminde yenilenebilir kaynakların toplam payı ise yüzde 42’yi aştı. Küresel ısınma ve kuraklık sorununun temelinde fosil kaynakların sıkça kullanıldığı enerji sektörü geliyor. Yenilenebilir kaynaklar ise temiz enerji sağlarken, enerjide dışa bağımlılığı ortadan kaldırmasında en önemli avantajlarından biri haline geldi. Türkiye’nin son dönemde devreye giren elektrik kapasitesinin büyük bir kısmı yenilenebilir enerji santrallerinden oluştu. Bu eğilimin artmasını bekliyoruz.”
Dilek, Türkiye’de iklim değişikliği ile mücadele eden tüm tarafların yenilenebilir enerji artışı ve yatırımlarıyla yeşil ekonomik dönüşümün getireceği fırsatları iyi değerlendirmesi gerektiğini sözlerine ekledi.