Kodlama ve programlama eğitimleriyle yazılımcı yetiştiren 42 İstanbul Yazılım Okulu, ülkenin yerli ve milli yazılım sektörünün gelişmesine katkıda bulunmayı hedefliyor.
Türkiye Açık Kaynak Platformu, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı himayelerinde, dünyanın en iyi yazılım okulları arasında gösterilen Ecole 42’nin yeni nesil teknoloji eğitimini ve yenilikçi eğitim felsefesini Türkiye’de de uygulamaya geçirdi.
Bu kapsamda İstanbul Maslak ve Kocaeli Bilişim Vadisi’nde iki okul açıldı. Bu okullardan biri olan 42 İstanbul Yazılım Okulu, 2 online sınav ve bir aylık havuz eğitimini başarıyla tamamlayan 260 öğrencisiyle 3 Ocak’ta eğitime başladı. Öğrenci-eğitmen ilişkisi yerine öğrenciler arasında öğrenmeye dayalı bir model sunulan okulda, ücretsiz kodlama ve programlama eğitimi veriliyor.
Okulda program içi ilerleme, sanki bir oyunmuş gibi puan alınarak sağlanıyor. Bu puanlarla seviye atlayan öğrenciler, yeni projeler ve öğrenme yollarının kapısı açabiliyor. Öğrencilerin eğitimi tamamlaması için 21 seviyeyi bitirmesi gerekiyor.
Türkiye için yerli ve milli yazılım üretecek uzmanlar yetiştiren okulun mezunlarına, 9. ve 20. seviye projeleri sonrasında yapacakları 4 ila 6 aylık stajın ardından platforma sponsorluk yapan büyük şirketlerde iş imkanı sunuluyor.
Akran öğrenmesi temelli yenilikçi eğitim modeli
AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Türkiye Açık Kaynak Platformu Yöneticisi Sertaç Yerlikaya, platformun 2019’da Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank’ın himayesinde, Türkiye’deki yazılımcı sayısını artırmak ve Türkiye’yi yazılım ihraç eden bir ülke haline getirmek amacıyla kurulduğunu anlattı.
Platformda 40’ı aşkın şirket, kamu kurumları ve üniversitelerin de arasında bulunduğu 100’ün üzerinde paydaş olduğunu kaydeden Yerlikaya, bakanlığın 2023 hedefinin 500 bin yazılımcıya ulaşmak olduğunu bildirdi.
Bu nedenle açık kaynak ekosistem kurmayı hedeflediklerini anlatan Yerlikaya, “Dünyada bu alanda 60 milyonun üzerinde açık kaynak yazılımcı var. Türkiye’deki yazılımcı sayısı ise 200 binin altında. Yazılımcı sayısını artırmak için dünyadaki farklı modelleri inceledik. Bunlardan Ecole 42 çok öne çıktı. Çünkü farklı bir yöntemle eğitim yapıyor.” dedi.
“Başvuru için 18 yaşında olmak yeterli”
Başvuru için 18 yaş şartı olduğunu kaydeden Yerlikaya, adayların başvurularını web sitesi üzerinden yaptıklarını söyledi. 1000’in üzerinde başvuru aldıklarını ve süreci başarıyla tamamlayan 260 kişinin İstanbul’da eğitime başladığını belirten Yerlikaya, öğrenciler arasında 50 yaş üzerinde kişiler de bulunduğuna dikkati çekti.
Eğitim sürecinin 21 seviyeden oluştuğunu kaydeden Yerlikaya, öğrencilerin web tasarım, grafik tasarım, UNIX gibi temel konuları öğrendikten sonra şirketlerde staja başladıklarını söyledi. Stajların 4 ila 6 ay olacağını belirten Yerlikaya, “9 modülü tamamladıktan sonra kendini yeterli gören varsa doğrudan okuldan ayrılıp iş hayatına devam edebilir. Siber güvenlik, yapay zeka, nesnelerin interneti gibi farklı alanlarda uzmanlaşmak isteyenler olursa yine bir yandan çalışarak eğitimi sürdürebilir. Programın ortalama dünyadaki bitiş süresi 3,5-4 yıl. Bu, öğrencilerin hızına bağlı.” diye konuştu.
Sertaç Yerlikaya, algoritma bilmenin artık bir yabancı dil bilmek kadar önemli olduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti:
“Yazılımcı olmak için illa bir diplomaya sahip olmak gerekmiyor. İlgi duymak, merak etmek, kendi kendine öğrenmek ve en önemlisi dünya sorunlarını dert edinmek, yani sorunu anlayıp çözmek için içinde enerji, istek bulması lazım. Türkiye’de çok yazılımcıya ihtiyacımız var. Bugün şirketlerimizle görüştüğümüzde en az 50’den başlıyorlar. Büyük şirketler ‘Bugün olsa 50-100 yazılımcı alacağım.’ diye başlıyorlar. Topladığınızda yüz binlerce yazılımcıya ihtiyaç var.”
Türkiye’nin yazılım serüveninin parçası olmak istiyorlar
Anadolu lisesi mezunu 19 yaşındaki Çağla Kahraman, yoğun ve keyifli bir havuz eğitiminden geçerek ana eğitime başladıklarını ve her gün 6-7 saatini okulda geçirdiğini anlattı.
Kahraman, “Temelde bir problem buluyoruz ve onu çözüyoruz. Yazılımı bu nedenle seviyorum. Yazılım dediğimiz şey ülkeden ülkeye değişmiyor, kendi başına bir oluşum. Ülkemizin de buna hızlı bir şekilde ayak uydurması gerekiyor. Ben de bunun bir parçası olmak istiyorum.” diye konuştu.
42 Okulları öğrencilerinden inşaat mühendisi Maşallah Demirhan, kendi mesleği ile yazılımı birleştirerek bir şeyler yapmayı planladığını, Türkiye’de kısıtlı sayıda yazılımcı olduğunu, burada o boşluğu dolduracak kaliteli yazılımcıların yetişeceğine inandığını dile getirdi. Demirhan, “Ülkemizden çalışıp yurt dışına yazılım yapabiliriz. Bu bir döviz getirisidir.” dedi.
Hobi olarak yazılımla ilgilenen İTÜ Fizik Mühendisliği Bölümü 3. sınıf öğrencisi Kayra Kırımlı da sıfırdan araştırarak öğrendikleri için kalıcı bilgiler elde ettiklerini, alacağı eğitimle bu alanda ilerlemek istediğini, bir start-up firması kurmayı planladığını anlattı.
İstanbul Medeniyet Üniversitesi Görsel İletişim Tasarımı Bölümü 1. sınıf öğrencisi Furkan Baştepe, bankacılık alanında kendini geliştirmek fintech teknolojileri ile yazılımı birleştirip, ülkesine yarar sağlayacak teknolojiler geliştirmek istediğini söyledi.
Bolu’da ticaretle uğraşan 51 yaşındaki Davut Uzun ise okulda öğrenme sisteminin etkileşim üzerine kurulu olduğunu aktararak, “Kendi kendimize öğreniyoruz, birbirimize öğretiyoruz. Çok kolay değil, zorlanıyoruz ama sistem bizi ittiriyor.” ifadelerini kullandı.