Türkiye’den AB’ye ihraç edilen ürünlerin başında gelen tekstil, otomotiv, demir-çelik, çimento, gübre ve enerji gibi sektörler karbon salınımını azaltması konusunda Yeşil Mutabakat’ın pilot fazında yer alırken, ihracatçıların kısa ve orta vadede uyum stratejilerini hazırlaması bekleniyor.
Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması olarak adlandırılan yeni sistemde, Avrupa dışından ithal edilen ürünlerin karbon salınımları vergi düzenlemelerine yansıtılırken bu karardan en çok Türkiye, Rusya ve Ukrayna’nın etkilenmesi bekleniyor. Bu vergi mekanizmasıyla AB, yerel üreticilerinin de gücünü artırmayı hedeflerken, Türk ihracatçıların yeni sisteme uyum sağlayabilmek için gerekli adımları hızlıca atması gerekiyor.
“Tedarik zincirinde düşük karbonlu ürünler ön plana çıkacak”
AA muhabirine, Avrupa Yeşil Mutabakatı’nın Türkiye’ye etkileri hakkında değerlendirmede bulunan SEMTRIO Sürdürülebilir Çevre Yönetimi Partner Yöneticisi Mehmet Sami Divleli, iklim değişikliğiyle mücadelede sektörel sürdürülebilirliğin kritik olduğunu belirterek, “Bu, yeni düzenlemelerle denetim altına alınıyor. Avrupa Komisyonu tarafından sürdürülebilir bir ekonomik büyüme modeli olarak tasarlanan Yeşil Mutabakat içerisinde birçok üreticiyi ilgilendiren yeni düzenlemeler mevcut. Mutabakata göre Avrupa, 2030 yılına kadar karbon emisyon oranını yüzde 55 azaltmayı, 2050 yılında ise karbon nötr ilk kıta haline gelmeyi hedefliyor.” şeklinde konuştu.
Divleli, mutabakatla birlikte Avrupa’ya ihracatta yeni vergi düzenlemelerinin getirileceğini hatırlatarak, şunları söyledi:
“Emisyon Ticaret Sistemi (ETS) ile belirlenen karbon kotasını aşan ticari ve sanayi faaliyetler için oluşturulan vergi mekanizması, AB içerisinde yer alan imalatçılara getirdiği ek vergi yükleri sebebiyle, yurt dışından ithal edilen ürünlerle denk rekabet koşullarına sahip değildi. Bu sebeple yerel imalatçıların rekabet gücünü artırma ve karbon nötr kıta olma hedefi için kıtaya ihracat gerçekleştiren şirketlere de yeni karbon vergi düzenlemeleri getiriliyor. Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması olarak adlandırılan sistemle her şirket Avrupa dışından ithal ettiği tüm ürünlerin karbon emisyonundan da sorumlu olacak. Yükselen karbon emisyon seviyesini vergilere yansıtan bu mekanizmanın, tedarik zincirinde düşük karbonlu ürünleri ön plana çıkararak pazar payını artırması bekleniyor.”
Mevcut ticari sistemlere ilişkin değerlendirmede bulunan Divleli, “Bu mekanizmadan en çok etkilenecek olan ülkeler Rusya, Ukrayna ve Türkiye. Komisyonun önerisine göre 2023 yılında yürürlüğe girecek olan Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması, 2025 yılına kadar kademelendirilerek 2026 yılında tam kapsamlı uygulanmaya başlayacak.” diye konuştu.
“İhracatçı birlikler sektörel aksiyon planları almalı”
Birçok sektörde mutabakata uygun düzenleme yapılması gerektiğini vurgulayan Divleli, “Sistemin ilk fazı için karbon sızıntı riski en yüksek ürünlere odaklanılarak çimento, demir-çelik, alüminyum, gübre ve elektrik sektörlerinden oluşan bir grup belirlendi. Türkiye’nin önemli üreticiler arasında yer aldığı bu sektörler içinse mutabakata uygun düzenlemeler kaçınılmaz görünüyor. İhracatçı birliklerin sektörel aksiyon planları ile inovasyon sürecini hızlandırması en önemli adımlardan biri.” dedi.
Divleli, bu dönüşümün iş insanları tarafından sektörlere yeniden yapılanma ve kaynakları verimli kullanma imkanı veren bir ekonomik model olarak görüldüğünü belirterek, süreç boyunca planlanan regülasyon ve inovasyonlar içinse sürdürülebilirlik danışmanlığının önemli bir hizmet olduğunu dile getirdi.
Yeşil Mutabakat sürecine hazırlık için yapılması gerekenlere değinen Divleli, şöyle konuştu:
“Sürdürülebilir Çevre Yönetimi alanında birçok firma gibi yenilikçi çözümleriyle faaliyet gösteren Semtrio, sanayi ve ticari kurumlarımızı Yeşil Mutabakat sürecine hazırlıyor. Bu süreçte Türk ihracatçı ve üreticilerin pazar paylarını korumak ve artırmak en önemli öncelik. Karbon emisyonunun azaltılması konusunda uzun ve kısa vadeli planlarla detaylı karbon yönetim stratejileri oluşturuluyor. Co2nnectorPro yazılımıyla, olası emisyon oranları ve gelecekteki vergi yükleri hesaplanarak sektörel trendlere yön veren yol haritaları çiziliyor. Türk üreticileri için uluslararası ihracat ve sektörel büyüme gibi fırsatlara gebe olan Yeşil Mutabakat ile endüstri 5.0’a geçiş sağlanıyor. Semtrio, bu geçişte AB Yeşil Mutabakat pilot fazında yer alan demir-çelik, alüminyum, gübre, çimento ve enerji gibi sektörlerle birlikte, otomotiv ve tekstil gibi alanlarda da stratejik rehberlik hizmetleriyle potansiyel risklerin avantaja dönüştürülmesine yardımcı oluyor. Yükümlülüklerle birlikte bir çok fırsatın da kapısını aralayan Yeşil Mutabakat, Türk ihracatçıların önümüzdeki 30 yılda gündemini epey meşgul edecek ve sürdürülebilir ekonomik düzenlemelere adaptasyonlarını gerektirecek”