Makine İhracatçıları Birliği (MAİB) verilerine göre, ocak ayına yüzde 20,1 artışla başlayan ve 2,1 milyar dolarlık ihracatla tüm zamanların rekorunu kıran sektör, başarısını şubatta da devam ettirdi.
Deprem bölgesinin ihtiyaç duyduğu tüm makine ve teçhizatı bölge için seferber eden makine sektörü, şubatta geçen yılın aynı dönemine göre ihracatını yüzde 7,1 artırdı. İlk 2 ay birlikte düşünüldüğünde sektörün ihracatı yüzde 13 artışla 4,4 milyar dolara yükselmiş oldu. Söz konusu rakam tüm zamanların en yüksek ocak-şubat ihracatı olarak kayıtlara geçti.
Bu dönemde ihracat artışı Rusya’da yüzde 170, ABD’de yüzde 40 olarak gerçekleşti. Almanya, Rusya ve ABD’ye toplam ihracat 1 milyar doları aştı.
“Tüm imkanlarımızı deprem bölgesi için seferber ettik”
Makine İhracatçıları Birliği Başkanı Kutlu Karavelioğlu, AA muhabirine yaptığı değerlendirmede, depremin yaralarını sarmak ve bölgeye destek vermek için seferber oldukları bir ayın sonunda dahi ihracat artışı gerçekleştirdiklerini söyledi.
Küresel resesyonu tetikleyici risklere yönelik beklentilerin azaldığı ilk iki ayda; sıkılaşma politikalarının sonuç vermesi ve Çin’in yeniden açılması gibi faktörlerin dünya ekonomisine nefes aldırdığını dile getiren Karavelioğlu, “Gelişmiş ülkelerde tam da enflasyonun kontrol altına alınmaya başlandığı bir dönemde, birinci yılını dolduran Rusya-Ukrayna savaşının etkileri hala sürerken yüzyılın felaketi olarak andığımız bir deprem felaketiyle karşı karşıya kaldık. Acil gereksinim duyulan vinçlerin, iş ve istif makinelerinin bölgeye sürülmesi, şubatta bu dallarımızın ihracatında miktar bazında yüzde 20’nin üzerinde daralmalar ortaya çıkardı.” dedi.
“Rekabet gücümüzü korumak için atılacak adımları geciktirmemeliyiz”
Kutlu Karavelioğlu, şubatta elde edilen yüzde 7,1’lik ihracat artışının ocaktaki yüzde 20,1’lik yükseliş ile kıyaslandığında, doğal felaketlerin zararının bölgesel kalmayacağının bir defa daha görüldüğünü kaydederek, işletmelerin deprem bölgesine yönelik yardımlarında, ihtiyaç duyulan tüm makine ve teçhizat stoklarını kamunun kullanımına sunduklarından bahsetti.
Deprem bölgesinde faaliyet gösteren başta tekstil, gıda ve tarım alanlarındakiler olmak üzere bütün kullanıcılar ile yakın temaslarını sürdüğünü dile getiren Karavelioğlu, “Personel kaybı yaşayan, makine parklarında hasar gören veya bakım ihtiyacı oluşan her tesise servis hizmeti sağlamak üzere yoğun çabamız var. Faaliyetlerin kesintisiz şekilde devam edebilmesi için gerekli ihtiyaçları Türkiye Makine Federasyonu ve üye dernekleri üzerinden gidermeye çalışıyoruz.” diye konuştu.
Karavelioğlu, depremin neden olduğu hasarın, Türkiye’nin küresel rekabet gücünü koruması için atılacak adımları geciktirmemesi gerektiğini belirterek, “Yeşil ve dijital dönüşüm (ikiz dönüşüm) konusunda kararlı olmak ve ‘şimdi sanayide cesur adımlar atma sırası değil’ diye düşünmeden, dayanışma içinde yolumuza devam etmek zorundayız.” ifadesini kullandı.
Gelişmiş ülkelerde atılan adımlardan bahseden ve “Buy American” söylemiyle yerli malı kullanımını öncelemeyi amaçlayan ABD’de 430 milyar dolar bütçe ayrılan Enflasyonu Düşürme Yasası’na (IRA) işaret eden Karavelioğlu, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Yarım trilyon dolara yaklaşan bütçede önemli bir kaynak, ABD’nin iklim krizine yönelik iç destek paketlerini içeriyor. Buradan sağlanan finansman; dijital ve elektrifikasyon teknolojileri için gereken ender ve kritik malzemelerin temini ile bu teknolojilerin yerlileştirilmesi faaliyetlerinde kullanılacak. Gümrük ve kota sınırlamalarıyla, özellikle Çin’i dışlamayı amaçlayan bu yaklaşım, küresel bazda önemli riskler getiriyor. Programdan başta Almanya olmak üzere AB’deki tüm işletmeler Çin kadar etkilenebilir.
Avrupalı meslektaşlarımız, bu engelleri aşmak için Yeşil Mutabakat ekseninde güçlü bir dönüşüm üzerinde çalışıyor. Birliğimiz, sadece Avrupa’da değil, dünyanın bütün ekonomik bölgelerindeki mevzuat gelişmelerini yakından takip ederek üyelerini zamanında bilgilendirmek için yoğun çaba sarf ediyor.”
“Türkiye Makine Sektörü Sürdürülebilirlik Eylem Planı Raporu’nu 16 Mart’ta tanıtacağız”
Makine İhracatçıları Birliği Başkanı Karavelioğlu, sürdürülebilirliği merkeze alan korumacı ve kayırmacı nitelikli yeni engellemelere karşı uyarılarda bulunarak, imalatçıların bu konuya yoğunlaşabilmeleri için yaptıkları faaliyetlerden bahsetti.
İkiz dönüşüm konusunda tüm sanayinin hızla gardını alması, imalatçıların dijital ve yeşil teknolojileri önceleyen hamleleri somut ve gerçekçi projelere dönüştürmesi gerektiğini vurgulayan Karavelioğlu, “Aksi takdirde, çok yakın bir gelecekte ihracatımızı zorlayacak unsurlarla karşı karşıya kalabiliriz. Bu konuda tüm Türkiye’nin ufkunu açacak genel yol haritamızı, 16 Mart’ta açıklayacağımız Türkiye Makine Sektörü Sürdürülebilirlik Eylem Planı Raporu ile kamuoyuna takdim edeceğiz.” şeklinde konuştu.