Kurtuluş Savaşı’nda yaralanan ve Konya’daki tedavisinin ardından memleketine dönen Ahmet Baltaş, İstiklal Madalyası’nı almak için 1970’li yıllarda girişimde bulundu. Ancak yaptığı başvurudan sonuç alamayan Baltaş, 1980 yılında ise hayatını kaybetti.
Mart ayında işlemleri başlatan gazinin oğlu Yaşar Baltaş ve torunu Enver Baltaş, yaklaşık 9 aylık çabanın ardından aileye İstiklal Madalyası’na kavuşmanın sevincini yaşattı.
Aile üyeleri 12 Şubat ilçesindeki askerlik şubesine giderek yetkililerden madalyayı teslim aldı. Madalya, ailenin en büyük oğlu 80 yaşındaki Cafer Baltaş’a teslim edildi.
Cafer Baltaş, AA muhabirine, yıllar sonra babasının madalyasını göğsüne takmanın gururunu yaşadığını belirtti.
Babasının 96 yaşında hayatını kaybettiğini anlatan Baltaş, yıllar sonra kardeşi ve oğlunun girişimleri sonucu büyük bir mutluluk yaşadığını ifade ederek, “Allah’ın izniyle nesiller boyu bu gururu taşıyacağız.” dedi.
Gazinin en küçük oğlu 70 yaşındaki Yaşar Baltaş da yıllarca babasının savaş hatıralarını dinleyerek büyüdüğünü söyledi.
Mart ayında yeğeni Enver Baltaş ile babasının İstiklal Madalyası için girişimde bulunmaya karar verdiklerini hatırlatan Baltaş, verdikleri çaba sonrasında hayırlı bir sonuca ulaşmanın sevincini yaşadıklarını dile getirdi.
Babasının sağlığında Andırın Askerlik Şubesi’ne başvuruda bulunduğunu ancak o dönemki memurun dosyayı bulamaması nedeniyle sonuç alamadığını anlatan Baltaş, “Bu yıl yeğenimle konuştuk, ‘Bu işle uğraşalım’ dedik. Bugün neticeye vardık. Allah’a şükür madalyamızı aldık. Büyük gurur duyuyoruz. Bu hissi anlatmak kolay değil.” diye konuştu.
Babasının sağlığında Afyonkarahisar ve Dumlupınar’da Atatürk’ün komutasında savaştığı dönemleri dinleyerek büyüdüğünü aktaran Baltaş, babasının 12 yıl cephede kaldığını, bu sürenin 6 yılını Yemen’de esir olarak geçirdiğini, dönüşünde de Kurtuluş Savaşı’nda Afyon Cephesi’nde yaralanarak gazi olduğunu dile getirdi.
Baltaş’ın 72 yaşındaki oğlu Ahmet Baltaş da yıllar sonra da olsa madalyaya kavuşmanın sevincini yaşadıklarına işaret ederek, “Allah devletimize zeval vermesin. Allah nur içerisinde yatmayı nasip etsin. O zamanın askerlerinin yaptıkları fedakarlıktan dolayı onlara minnettarız.” dedi.
Torun Enver Baltaş da dedesinin madalyasıyla ailecek büyük bir mutluluk yaşadıklarını aktardı.
Dedesinin anlattığı savaş hikayeleriyle vatan sevgisinin katlanarak büyüdüğünü anlatan Baltaş, şöyle konuştu:
“Dedem sağken sırtında hep lekeler vardı. Onu sorduğumda ‘Esir düştüğümde bitten dolayı her gün 2-3 askerimiz şehit oluyordu. O kadar yoğun bit vardı ki bizim yaşamamız mucizeydi’ derdi. O anları unutamam. O sırtını gördükçe yaşadığı çileyi bu ülke için çektiği acıyı ciğerlerinde hissediyorsun.
Bu madalyanın da şuuruyla inşallah bizler bu vatana doğru bir şekilde nefer olmak, asker olmak ve vatanın menfaati için elimizden geleni yapmamız gerekiyor. Bu duygular anlatılamaz yaşanması gerekir diye düşünüyorum. Harika bir duygu, ailecek bu duyguyu yaşadık. Dedeme şükranlarımızı sunuyoruz. İyi ki o dönemde bu mücadeleyi vermişler, bu ülkeyi bizlere emanet etmişler biz de inşallah onlara layık olabiliriz.”
Torunu İsmet Baltaş da yıllar sonra dedesinin madalyasıyla ailenin her ferdinin ayrı ayrı gurur duyduğunu dile getirdi.