Teknik direktör Yılmaz Vural, Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesinde Yeni Medya Kulübü tarafından düzenlenen “Futbola Adanmış Bir Hayat” temalı söyleşide öğrencilerin sorularını yanıtladı.
Türk futbolunun yönetimsel açıdan problemlerine değinen Vural, “Türkiye’de yönetme problemi var, futbol doğru yönetilemiyor. Türkiye’de hala futbolu kimin idare ettiğini bilmiyorum. Aslında futbolu bir spor olarak görmüyorum. Bir stada gittiğinizde holding sahibinden işçisine kadar her kesimden insan vardır. Herkes gol olduğunda kimliklerine bakmadan birbirine sarılır. Kimlikler dışarıda, herkes içeridedir. Futbol bütünleştirici sosyal bir olay.” ifadelerini kullandı.
Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Merkez Hakem Kurulu (MHK) tarafından klasmanların yeniden belirlenmesi ve kalan haftalarda başta Cüneyt Çakır ve Fırat Aydınus olmak üzere birçok tecrübeli hakeme görev verilmeyeceğinin açıklanmasına tepki gösteren tecrübeli teknik direktör, “Dünya Kupası’na gidecek hakemin görevine son verildi. Bir hakemin yetişmesi kolay değil. Yetişenlere de bu kadar acımasız davranmamak gerekiyor. Öyle bir anlatılıyor ki hiçbir şey olmamış gibi. Bu kararın alınması için büyük bir hata yapılmış olması gerekiyor.” yorumunu yaptı.
Hayatın her alanında doğru iletişim kurmanın önemli olduğunu aktaran Yılmaz Vural, “Kariyerim boyunca hiçbir taraftar kitlesiyle kavgam olmadı. Olumsuz bir tepki gösterilmedi. Sanırım bu da iletişim sayesinde. Türk futbolunda herkesin bir egosu var. Bu kişileri ikna etmeniz, yönetmeniz gerekiyor. Çalıştığınız ülkenin dilini bilmeniz lazım. Bu yüzden Türkiye’de yabancı teknik direktörlerin başarılı olabileceğini düşünmüyorum.” değerlendirmesinde bulundu.
Teknik direktörlerin maç röportajları sırasında daha açıklayıcı olmaları gerektiğini kaydeden Vural, “Türkiye liglerinde hocalara mikrofon uzatıldığında hep aynı şeyi söylerler; puan almaya geldik, mutluyuz, önümüze bakacağız. Size inanan insanlar bu cümleleri değil, neden kazandığınızı veya kaybettiğinizi öğrenmek istiyor. Bu yüzden iletişim çok önemli. İnsanla ilişkileri oluşturamıyorsanız başarılı olamıyorsunuz.” şeklinde konuştu.
Türkiye’de teknik direktörlük yapmanın zorluğunu vurgulayan Yılmaz Vural, “Jupp Derwall, 14 yıl şampiyon olmamış Galatasaray’a geldi. Ligin son iki maçına girilirken Rize onları yendi. Derwall’i şampiyonluk kaçtı diye protesto ettiler. Buna karşın son maçta Beşiktaş berabere kaldı ve Galatasaray kazanarak şampiyon oldu. Türkiye’ye gelirken 10 bin kişi karşılar, veda ederken 5 kişi eşlik eder. Derwall giderken o 5 kişiden biri de bendim. Bana ayrılırken ‘Bu ülkede başarılı olan dünyanın her yerinde başarılı olur. Avrupa’da önce iş, sonra insan gelir. Sizde önce insan, sonra iş geliyor’ dedi.” diye konuştu.
“İnadım İnat” isimli kitabından bahsederek öğrencilere önerilerde bulunan Vural, “İnatlaşın, hayata teslim olmayın. Bir şeyi inat ederek ve isteyerek yapın. İnanın olmayacak bir şey yok. Küçükken antrenör olacağım demiştim ve başardım. Hayallerinizin peşinden koşun, vazgeçmeyin.” şeklinde görüş belirtti.