Eski ABD Başkan Yardımcısı Al Gore’un kurucu üyeleri arasında yer aldığı kar amacı gütmeyen araştırma kuruluşu Climate TRACE’in sera gazı emisyonlarına ilişkin envanteri, Birlemiş Milletler (BM) İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 27. Taraflar Konferansı’nda (COP27) açıklandı.
Sera gazı emisyonlarına ilişkin verilerin tesis ve ülke bazında yer aldığı ilk küresel envanter olarak değerlendirilen araştırmanın sonuçlarına göre, dünyadaki 500 bireysel emisyon noktası envanterdeki toplam tesislerin yüzde 1’ini oluştursa da 2021’deki küresel emisyonların yüzde 14’üne yol açıyor.
Petrol ve gaz kaynaklı emisyonlar raporlanandan 3 kat daha fazla
Bu emisyonlar, ABD’nin yıllık emisyonlarından fazla bir seviyeye denk geliyor.
Elektrik üretim santralleri küresel emisyonların yarısından fazlasına neden olurken, 500 tesisin de 5’te 3’üne denk geliyor.
Dünyadaki 50 en büyük emisyon kaynağının 26’sını ise petrol ve doğal gaz sahaları oluşturuyor.
Fakat, petrol ve doğal gaz üretimi, taşınma ve rafineri süreçlerinden kaynaklanan emisyonlar eksik raporlanıyor ve emisyonların mevcut raporlanan seviyesinden en az 3 kat fazla olduğu hesaplanıyor.
Envanterde, ekim sonu itibarıyla BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi Sekretaryası’na sunulan emisyon raporlamalarının hiçbiri tamamlanmış değil ve 52 ülkenin son 10 yılda emisyon raporlaması sunmadığı öne çıkıyor.
Gore, raporun tanıtımında yaptığı konuşmada, emisyonların nereden kaynaklandığına ilişkin kısıtlı bilgi olduğunu belirterek, “Sonunda, emisyonları önlemeye yönelik kararlı bir şekilde hareket etmemizi sağlayacak veriler elimizde. İklim krizinin en derin etkilerini önlemek için başarmamız gereken emisyon azaltımına yönelik çabalara öncelik verebiliriz.” dedi.
BM Genel Sekreteri Antonio Guterres ise petrol ve gaz üretiminden kaynaklanan emisyonların daha önce raporlanandan çok daha yüksek olduğuna işaret ederek, şunları kaydetti:
“Climate TRACE’in verileri, metan sızıntılarının ve petrol ve gaz üretimiyle ilgili diğer aktivitelerden kaynaklı emisyonların eksik raporlanmasından dolayı emisyonların daha önce raporlandığından kat kat fazla olduğunu gösteriyor. Bu hükümetlere ve finans sektörüne, özellikle fosil yakıt kirliliğine yatırım yapan ve bunu destekleyenlere, bir uyanış çağrısı olmalı. Sorun, bildiğimizden çok daha büyük ve bizim fosil yakıtları devreden çıkarmak için çok daha fazla çalışmamız gerekiyor.”