Mimar Sinan Üniversitesinde yükseköğrenimini tamamlayan ve Lübnan Üniversitesi Güzel Sanatlar ve Mimarlık Fakültesinde Öğretim Üyesi olarak görevini sürdüren Tedmuri, Türkiye’de eğitim gören yabancıların Arap ve Türk halkları arasındaki kültürel bağların güçlenmesine sunduğu katkılara ilişkin AA muhabirine değerlendirmede bulundu.
Prof. Dr. Tedmuri, “Arap-Türk dünyası ortaktır. Biz hep bunu söylüyoruz. Arap dünyası ile Türkiye ilişkileri sadece Osmanlı dönemiyle sınırlı değildir. Tarihe baktığımız zaman bu ortaklık Tolunoğulları, Memlükler ve Selçuklular döneminde başlamıştır.” dedi.
Lübnan’ın Trablusşam kentini de Türk asıllı Memlük Sultanı Mansur Kavalun’un fethettiğini söyleyen Tedmuri, “Dolayısıyla Türkiye ile olan ilişkilerimizin 400 değil, tamamen 750 yıllık olduğunu ifade ediyoruz.” diye konuştu.
“Arap ülkelerinde Türk kültürü yaşatılmaya devam ediyor”
Türkçede bazı Arapça kelimelerin kullanıldığı gibi Türkçeden de Arapçaya geçen bazı kelimelerin olduğunu ve günümüzde hala kullanıldığını dile getiren Tedmuri, Arap ülkelerinde Türk kültürünün de yaşatıldığını dile getirdi.
Yaklaşık 7 yıl önce Türk-Arap kültürünü yansıtmak amacıyla Arap dünyasında bulunan Türk mimari eserler projesinin tanıtımını yaptığını aktaran Tedmuri, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Her bir Arap ülkesinde muhakkak Türk kültüründen bir şeyler hala yaşıyor. Tunus’a giderseniz orada Türk hamamı var, Arap hamamı demezler. Musul’a gidersiniz oranın müzikleri tamamen Türk müziği. Yemen’e gidersiniz bazı adet ve gelenekler tamamen Osmanlı döneminden kalmıştır. Halep’e gideriz oradaki Türk mutfağını görürüz.”
Lübnan’da 1300 Osmanlı eseri bulunuyor
Prof. Dr. Tedmuri, iki yıl süren çalışma sonucu sadece Lübnan’da günümüze kadar ayakta kalmayı başaran 1300 Osmanlı eseri saydıklarını ifade etti.
Tedmuri, “Bu küçücük ülkede (Lübnan) bu kadar eser varsa Mısır, Suriye ve Filistin’de ne kadar eser vardır. Bütün bu eserler hizmet eserleridir. Okul, sebil, cami ve külliye gibi tüm bu yapılar hizmet eseridir.” ifadelerini kullandı.
Türkiye’de eğitim gören Arap öğrencileri Türk-Arap halkları arasında bir “köprü” olarak nitelendiren Tedmuri, YTB öğrencilerinin ana hedefinin kültürel bağ ve tarihi ilişkilere yönelik gerçekleri ortaya çıkararak millete hizmet etmek olduğunu belirtti.
Türkiye ve Arap dünyası arasındaki kültürel bağ ve ilişkilerin sadece “eğitim ve kültür” ile sağlamlaştırılabileceğini ifade eden Tedmuri, Türkiye’de eğitim gören öğrencileri iki ülkenin halkları arasında birer “elçi” olarak niteledi.
Tedmuri, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı (YTB) ve Yunus Emre Enstitüsü kurumlarının da katkısıyla yapılacak çalışmalarla Arap-Türk halklarının arasındaki kültürel bağların daha fazla güçlendirilmesi temennisinde bulundu.