Yerapetritis, Ta Nea gazetesine verdiği röportajda, Türkiye ve Yunanistan arasında imzalanan “Dostane İlişkiler ve İyi Komşuluk Hakkında Atina Bildirgesi”nin özünün derin olduğu kadar sembolizminin de yüksek olduğunu ifade etti.
Bildirgenin, ikili ilişkilerin derinleştirilmesine, diyaloğun ilkelerinin ve temel unsurlarının belirlenmesine ve aradaki dostluğun pekiştirilmesine ilişkin siyasi niyeti ortaya koyduğuna işaret eden Yerapetritis, şunları kaydetti:
“Lozan Antlaşması’nın imzalanmasından 100 yıl ve (Eleftherios) Venizelos ile (İsmet) İnönü’nün imzaladığı dostluk anlaşmasından 93 yıl sonra Atina Bildirgesi ile her ne kadar hukuki yükümlülükler getirmese de geçmişin tarihi ağırlığıyla baş edebilmek için kararlı bir adım atılmaya çalışılıyor.”
Yerapetritis, iki hükümetin yeni yılda da siyasi diyalog, pozitif gündem ve güven artırıcı tedbirlerde işbirliğini sürdüreceğini vurgulayarak 7 Aralık’taki Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi’nde imzalanan anlaşmaların uygulanmasının takip edileceğini ve yeni hedeflerin ekleneceğini aktardı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis’in hem ilkbaharda Ankara’da hem de yazın Washington’daki NATO Zirvesi’nde bir araya geleceğine dikkati çeken Yerapetritis, “Dışişleri bakanları olarak da düzenli ve direkt iletişim içinde olacağız.” ifadesini kullandı.
Yerapetritis, siyasi diyalog çerçevesinde ikili ilişkilerin yanı sıra bölgesel gelişmelerin de ele alındığını belirterek bugünlerde en çok sivil koruma ve göç sorunu üzerinde görüşmeler yapıldığı bilgisini paylaştı.
Asıl amacın; anlaşmazlıkların gerginlik yaratmasının önlenmesi olduğunu belirten Yerapetritis, şartlar olgunlaştığında Ege ve Doğu Akdeniz’de kıta sahanlığı ile Münhasır Ekonomik Bölge’nin belirlenmesinin de hedeflendiğinin altını çizdi.
Yerapetritis, “Zorluklardan korkmuyoruz ancak sağgörülü bir şekilde ilerlemek istiyoruz.” değerlendirmesinde bulundu.
Göç sorununun, Avrupa’nın gündeminde ilk sıralarda yer aldığını belirten Yerapetritis, “Bu çerçevenin içinde sınırların daha efektif şekilde korunması ve Türkiye’deki mülteci kamplarının iyileştirilmesi amacıyla Türkiye’ye Avrupa Birliği Komisyonu’ndan daha çok ekonomik destek sağlanması konusu da yer alıyor.” diye konuştu.