Atina Ulusal Gözlemevi, Çevre ve Sürdürülebilir Kalkınma Araştırmaları Enstitüsü Direktörü Dr. Dimitra Funda, AA muhabirine, iklim krizinin büyük şehirlerde yarattığı sorunlara ilişkin gerçekleştirdikleri araştırmayı anlattı.
Funda, iklim krizinin şehirlerdeki olumsuz etkilerinin taşraya nazaran çok daha büyük olduğuna dikkati çekti.
Araştırmalarına konu olan Atina, Selanik ve Larisa’nın toplamının, ülke nüfusunun yarısından fazlasına denk geldiğine işaret eden Funda, nüfusun yoğunlaştığı kalabalık şehirlerde iklim krizinin daha çok hissedildiğini ve bu nedenle geniş bir kesimin derinden etkilendiğini ifade etti.
Funda, Yunanistan’ın hava sıcaklıklarının 1980’den bu yana dünyanın diğer bölgelerine göre iki kat fazla arttığı Doğu Akdeniz’de bulunduğuna dikkati çekerek, “Çok hassas bir bölgede bulunuyoruz. Bir de büyük şehirlerde nüfusumuz yoğunlaştığında kentsel ısı adasından (KIA) kaynaklanan bir başka tehlikeyle, bir başka yükle daha karşılaşmış oluyoruz. KIA, kentleri, çevresindeki kırsal alana göre daha sıcak yapan bir kavramdır.” diye konuştu.
Yoğun yapılaşma nedeniyle kentler daha sıcak
Kent merkezlerinin kırsal alanlardan daha sıcak olmasının nedenleri arasında yoğun yapılaşma ve çimento başta olmak üzere yapılarda kullanılan malzemelerin bulunduğunu anlatan Funda, çimentonun gün boyu güneş ışınlarını toplayarak ısıyı depoladığını ve gece etrafına yaydığını anlattı.
Funda, büyük şehirlerde yeşil alanların az oluşunun da yüksek sıcaklığın nedenlerinden olduğunun altını çizerek, “Bitki örtüsünün var olduğu alanlarda bitkilerin terlemesinden kaynaklanan bir soğutma mekanizması oluşuyor. Kentlerde yeşil alan bulunmadığında bu soğutma mekanizmasından da yoksun kalıyoruz.” dedi.
Kentlerde gece sıcaklıklar azalmıyor
Motorlu araçlar ve klima kullanımı gibi insan kaynaklı nedenlerin de kentlerdeki ısıyı artırdığını vurgulayan Funda, “Büyük kentlerin kırsal alanlardan en temel farkı, bu artan sıcaklığın daha çok gece kendini göstermesi. Kentlerde gece boyunca dahi sıcaklıklar yüksek kalmaya devam ediyor. Gece ile gündüz arasındaki sıcaklık farkı azalıyor. Bu da insan sağlığı için büyük bir sorun.” şeklinde konuştu.
Funda, gece sıcaklığın düşmesinin gün boyunca termal strese maruz kalan insan vücudunun kendisini yenilemesi ve dinlenmesi için önemli olduğunun altını çizerek, “Gece sıcaklığının düşmemesi, insan vücudu üzerindeki termal stresin daha da artmasına neden oluyor. Atina, Selanik, Larisa gibi Yunanistan’ın büyük şehirlerinde yaptığımız araştırmada 2000’den itibaren hem gündüz hem de gece sıcaklıklarının çok yüksek olduğunu gördük.” ifadelerini kullandı.
Kentlerdeki ısı birikiminin insan sağlığı üzerindeki olumsuz etkisi
Bunun insan sağlığı üzerindeki etkisinin de büyük olduğunu belirten Funda, bu etkinin bireyin yaşına, mevcut hastalıklarına ve yüksek sıcaklığın ne kadar devam ettiğine bağlı olarak değişeceğini dile getirdi.
Funda, kentlerdeki ısı birikiminin insan vücudundaki termal stresi artırmasının solunum yolu ve kalp rahatsızlıkları, sıcak çarpması gibi birçok soruna neden olabileceğini söyledi.
Kentlerde bu sorunlarla başa çıkabilmek için kullanılan yapı malzemelerine dikkat edilmesi gerektiğini vurgulayan Funda, çok fazla enerji kullanımı gerektirmeyen, iyi izolasyona sahip binaların inşasının, kaldırımlarda ısıyı hapsetmeyen malzeme kullanılmasının, yeşil alanların artırılmasının da faydalı olacağını sözlerine ekledi.