Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dün düzenlenen Kabine Toplantısı’nın ardından yaptığı açıklamada, okullarda 6 Eylül’de yüz yüze eğitimin başlamasıyla aşı olmamış öğretmen ve personelden haftada en az 2 defa PCR testi yaptırmasının isteneceğini, aynı şekilde aşı olmayan üniversite öğrencileri ve üniversite çalışanlarından da düzenli PCR testi yaptırmalarının talep edileceğini bildirdi.
Uçak ve şehirler arası otobüs yolculuğu, konser, tiyatro ve sinema gibi insanların toplu olarak bulunduğu faaliyetler için de zorunlu PCR testi uygulamalarının devreye alınacağını aktaran Erdoğan, iş yerlerinden eğitim kurumlarına, sosyal faaliyetlerden dış seyahatlere kadar her alanda huzurla hayatın sürdürebilmesinin herkesin aşı olmasına ve aşılarını tamamlamasına bağlı olduğuna işaret etti.
Sağlık Bakanlığı Toplum Bilimleri Kurulu Üyesi Prof. Dr. Mustafa Necmi İlhan, yeni uygulamalarla ilgili AA muhabirine yaptığı açıklamada, halihazırda öğretmenlerin 3’te 2’sinin çift doz aşısını yaptırdığına ve bunun Kovid-19’la mücadele açısından çok iyi bir oran olduğuna dikkati çekti.
“Aşıya yönelmek en doğru yaklaşım”
Sonbaharın yaklaşmasıyla tatil bölgelerinden dönüşlerin başlayacağını ve kapalı alanlardaki sosyal, kültürel aktivitelerin de artacağını anlatan İlhan, bu açıdan söz konusu alanlarda aşı olmamış kişiler için zorunlu PCR testi uygulamalarının devreye alınmasının da önemli olduğunu vurguladı.
Prof. Dr. İlhan, PCR testi vermenin zorlu ve meşakkatli bir süreç olduğuna işaret ederek, “Tüm vatandaşlar açısından özellikle iki dozla Kovid-19’dan kaynaklı hastaneye yatışları, ölümleri azalttığı ispatlanan aşıya yönelmek hem kendi sağlıkları hem de toplum sağlığı açısından en doğru yaklaşım olacaktır.” değerlendirmesinde bulundu.
“Yüz yüze eğitimin devamı için elimizdeki en güçlü silah aşı”
Çocukların ve gençlerin 1,5 yıldır yüz yüze eğitimden uzak kaldığına dikkati çeken İlhan, “Artık bir an önce yüz yüze eğitime geçilmesi gerekiyor. Bilim Kurulu üyeleri de yüz yüze eğitimin bir an önce başlaması konusunda hemfikir. Kabinenin de bu yönde karar alarak, okulların açılış tarihini belirlemesi çok önemli. Salgının kontrol altında tutulması, yüz yüze eğitimin devamı için şu an elimizdeki en güçlü silah aşı.” diye konuştu.
“Vaka sayılarının artmamasını çift doz aşısını tamamlamış nüfusumuza borçluyuz”
Sağlık Bakanlığı Toplum Bilimleri Kurulu Üyesi İlhan, aşıların varyantlara karşı etkinliğini halen koruduğunu vurgulayarak, nüfusunun yarısından fazlasına aşı uygulayan İngiltere, Hollanda gibi ülkelerle Hindistan, Nepal gibi aşıya çok az erişebilen ülkeler kıyaslandığında, buralarda varyantlar sebebiyle ölümlerin 7-8 kat daha fazla olduğunu söyledi.
İlhan, “Türkiye gibi salgının kontrol altında tutulmasında iyiye doğru giden ülkelerde aşılamanın çok önemli bir etkisi var. Türkiye’de vaka sayıları son dönemde 20-25 bin bandında sabitlendi. Vaka sayılarında artış olmamasını çift doz aşısını tamamlamış yüzde 55’lik nüfusumuza borçluyuz. Eğer bu vatandaşlarımız aşı olmasaydı rakamlar çok daha yukarı çıkardı.” ifadesini kullandı.
“Velilerimizin de aşı olmaya özen göstermesi gerekiyor”
Toplumun hiçbir ferdinin artık kısıtlama, kapanma istemediğini dile getiren İlhan, şunları söyleri:
“Lütfen herkes aşılarını olsun, zamanı gelen dozlarını aksatmasın. Güz dönemine hazırlıklı girelim. Kapalı alanlara yönelimin arttığı sonbahara ne kadar çok aşılı vatandaşla girebilirsek salgınla mücadelede de o kadar başarılı olabiliriz. Eğitim sürecinin devamı açısından öğretmenlerimiz ve okul çalışanlarıyla birlikte velilerimizin de aşı olmaya çok özen göstermesi gerekiyor. Kendilerini, evlatlarını, başka çocukları, ailelerini ve toplumu korumak için bir an önce aşılarını tamamlamalılar. Toplumun büyük kesiminin aşı olması hem Kovid-19’la mücadelemizi güçlendirecek hem de tam zamanlı yüz yüze eğitimin devamını sağlayabilecek.”
Prof. Dr. İlhan, aşı ile maske, mesafe ve hijyen kurallarının da taviz vermeden devam ettirilmesi gerektiğinin altını çizdi.