Ünal, AA muhabirine, 5 Aralık Dünya Toprak Günü dolayısıyla ülke genelinde tarımda yapılan gübreleme çalışmalarına ilişkin değerlendirmede bulundu.
Türkiye’nin birçok medeniyete ev sahipliği yapan “kadim medeniyetler beşiği” üzerinde yer aldığını belirten Ünal, Hititler, Frigler, Urartular, Lidyalılar gibi uygarlıkların ekonomilerinin tarım ve hayvancılığa dayandığını söyledi.
Ünal, binlerce yıldır tarımsal faaliyette kullanıldığı için Türkiye topraklarının sanıldığı kadar zengin içeriğe sahip olmadığına işaret ederek, toprak her ne kadar yenilenebilir bir kaynak olsa da kolaylıkla verimli hale getirilemediğini belirtti.
Verimliliği artırmak için bilimin insanlara sunduğu kimyasal ve organik kökenli gübre ve düzenleyicilerin tarımsal faaliyetlerde kullanılması gerektiğini vurgulayan Ünal, bu noktada üzücü olan konunun Türkiye’de gübre kullanımının kulaktan dolma ve bilim dışı yöntemlerle yapılması olduğunu dile getirdi.
Ünal, geçen yılın verilerine göre, Türkiye’de “NPK”li diye tabir edilen, azot, fosfor ve potasyumlu gübreleme miktarının 11 milyon 332 bin 709 ton olduğu bilgisini vererek, şöyle konuştu:
“2023 verileri henüz yayımlanmamakla birlikte 2019, 2020 ve 2021 yıllarına göre gübre kullanım trendi düşmüş gibi görünüyor. Küresel ekonomik kriz ve girdi fiyatları ne yazık ki gübre fiyatlarını özellikle ülkemizde ciddi anlamda etkilemiş ve çiftçilerimiz artık gübreye çok kolay ulaşabilir durumdan çıkmıştır.”
Gübre ham maddelerinin sınırlı kaynaklar olduğuna ve bir gün biteceğine dikkati çeken Ünal, hal böyle iken bu krizi fırsata çevirmek için gübre kullanım etkinliğinin tartışmaya açması gerektiğini ifade etti.
“Bilinçsiz kullanım hem ekonomik hem çevresel kayıplara neden oluyor”
Ünal, Türkiye’de gübrelerin yeteri kadar etkin kullanılmadığına dair birçok çalışma olduğunu belirterek, gübrelemenin birçok etmeni içinde barındıran kimyasal bir süreç olduğunu söyledi.
Toprağın asitliği, sıcaklığı, nemi, yapısı gibi birçok bağımsız faktörün bu konuyla doğrudan bağlantılı olduğuna işaret eden Ünal, şu değerlendirmede bulundu:
“Gübreleme başlı başına teknik bir iştir. Fazla atılan gübrenin daha fazla ürün getireceği tamamen bir yanılgıdır, hatta ürün getirmek bir yana toprak ve su kirliliğine neden olmaktadır. Bilinçsiz gübre kullanımı hem ekonomik hem çevresel kayıplara neden oluyor. Burada bizlere düşen görev, üreticileri gübreleme konusunda geleneksel yapıdan bir şekilde çıkarabilmek. Eczanelerdeki antibiyotik kullanımı gibi gübrelerin sadece reçeteye bağlı olarak satılması tarafımızca kaçınılmaz bir son olarak görülmektedir. İşin uzmanı olan ziraat mühendislerince ürün ve toprak yapısına göre şekillenecek gübre reçetelerinin teminiyle bu bilinci sağlayabiliriz. Yoksa topraklarımızı kirletmeye ve kaynaklarımızı verimsiz kullanmaya ne yazık ki devam ederiz.”
“Kompost yapım teknikleri kırsalda geliştirilmeli ve desteklenmeli”
Ünal, organik gübre kullanımının kimyasal gübrenin olmadığı dönemlerde toprağın veriminin artması için yüzyıllardır kullanılan yöntemlerden biri olduğunu, ahır gübresinin tabii yüksek organik madde içeriğiyle topraklara fayda sağladığını anlattı.
Organik maddelerin üretim faaliyetlerinden arta kalan doğal kaynaklar olduğunu söyleyen Ünal, bu gübre çeşitlerinin de verimli bir şekilde uygulanmasının kullanım etkinliğini artıracağını bildirdi.
Ünal, kompost yapım tekniklerinin kırsalda geliştirilmesi ve desteklenmesi gerektiğini belirterek şunları kaydetti:
“İyi şekilde kompostlanmış organik atıklar ve gübreler, toprakların belli başlı fiziksel, kimyasal ve biyolojik özelliklerini iyileştirmeye katkı sunmaktadır. Ne yazık ki kimyasal gübrelemenin yerini alacak bir organik gübre henüz yok. Organik gübrelemedeki amaç toprağın fiziksel ve biyolojik özelliklerini iyileştirirken kimyasal yapısını bitkiye uygun hale getirebilmek, verimini artırmak ve düzenlemektir. Dolayısıyla tek başına organik gübreler, iyi verim ve kalite istiyorsak, bunun için yeterli değildir.”